İSLAM' A GÖRE HAYVAN HAKLARI
Değerli okurlarım! hayvan hakları ve hayvanları koruma günü geçti ama ben bu ay ki yazımda bu konuyu kitlelerin ve siz değerli okurlarımın dikkatine sunmaktan ayrı bir mutluluk duyacağım.
Hayvanların insanlar üzerinde haklarının yalnızca günah korkusuna dayanmayıp, İlâhî irade tarafından hayvanlara bahşedildiği bilincinin, Müslüman toplumlarında tarih boyunca alışıla gelmiş bir haslettir.Medyada sıklıkla görülen, kamuoyunun gündemini sürekli meşgul eden problemlerden biri, hayvanlara yapılan kötü muamelelerdir. Hayvanlar aktif bir şekilde istismar ve yok edilmekte, çok kötü muamelelere maruz kalmaktadır. Bu durum, hayvan hakları savunucularını harekete geçirmiş, modern çağda hayvan hakları söylemi yoğunluk kazanmıştır.
Mukaddes dinimiz İslamın muteber Kitabı Kur’ anı Kerimde bazı hayvanlara önem vermiştir. Yüce Rabbimiz hayvanları sevmiş, bizlere sevmemizi tavsiye itmiş ve onlara merhametle muamele etmemizi emretmiştir. Kur’anı Kerim’de bazı sûreler çeşitli hayvan isimleriyle isimlendirilmiş (Meselâ, Bakara (inek), Nahl (arı), Ankebut (örümcek), Neml (karınca) sureleri gibi), bir ayeti kerimede bazı hayvanların doğal görevleri belirtilmekte ve esasen hayvanların insanların yararı için yaratıldıkları ifade edilmektedir. (Nahl, Suresi Ayet 8) Tıpkı insanlar gibi öteki canlıların da Allah’a ibadet ettiğini bildiren Kur’ an, kuşların da bir dilinin, bir ibadet ve tesbihinin bulunduğunu belirtilmektedir.
(Nur, 41) Hadislerde hayvan hakları konusunda ısrarlı bir şekilde vurgulanan husus, onların yaşama hakkının olduğudur. Hz. Peygamber’ in tavsiye, emir ve uygulamalarında belli, hayvanlara dokunulmaması, onlara işkence yapılmaması yumurtlayan kuşların yumurtalarının alınmaması, kuşların yuvasının bozulmaması ve vahşi hayvanların bile derilerinin elbise olarak kullanılmasını yasaklamıştır.
Bu nedenle; hayvan türlerinin ve nesillerinin devamı için av konusuna da dinimiz sıcak bakmamıştır.
Zaruri hallerde ve et alamayacak durumda olanlara dinimiz avcılığa izin verirken öte yandan doğal dengeyi bozan ve eğlence amaçlı hiçbir avcılığa izin verilmemiştir. Ebû Hüreyre 'nin naklettiği bir rivayette Hz. Peygamber: Günahkâr bir kadın bir kuyunun yanından geçerken, kuyunun başında bir köpeğin susuzluktan dilini çıkarıp soluduğunu gördüğünü, ona acıyarak ayağına giydiği ayakkabılarla kuyudan su çekip köpeğe verdiğini ve bu sebeple Allah Teâlâ’nın da onu bağışlayıp cennete soktuğunu bildirmiştir.
(Müslim 41) Yine Hz. Peygamber, bilinçli bir şekilde zararsız bir hayvanın gıdasız bırakılarak ölümüne sebebiyet veren kişinin karşılaşacağı acı sonucu belirterek “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz” hadisiyle bu hususta müminleri uyarmıştır. (Buhârî 17)Osmanlılar devrinde sahipsiz hayvanların bakım ve korumasının devlet tarafından sağlandığı, bu amaçla vakıflar kurulduğu malumdur.
Hayvan haklarına ilişkin hukuksal normlar, OsmanlıKanunnâmelerinde ilk dönemlerden beri yer almış bulunmaktadır. Sözgelimi, II. Bâyezid devrinde hazırlanan1502 tarihli IstanbulBelediye Kanunnamesindeki şu hüküm yer almaktadır: Ayağı yaralı atları çalıştırılmamalı, at, katır ve eşek ayağını nallayalar ve semeri düzgün ola. Ve ağır yük yüklemeyeler.
Yine Bursada kuralan gurabayı laklakan Osmanlı döneminde hayvan haklarına gösterilen titizliğin göstergesidir. Bu gün Batılılar hayvanları koruma diyorlar. Bizim ecdadımız yüzyıllar öncesinden gökyüzünde uçan hasta leyleklerin bile sağlığını düşünmüşler. Hangi milletin tarihinde “Guraba-i laklakan” diye bir hastane var. Guraba-i Laklakan leylek hastanesi demektir.
Burada Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa’ nın Mekkenin fethinden dönerken yeni doğum yapmış bir köpeği görenRasulullah “Durun Arkadaşlar yolumuzun üzerinde hayvan yeni doğum yapmış yavrularını emzirmektedir. Bu nedenle on metre ileriden gidelim, hayvan incinmesin buyurmuştur.” EcdadımızOsmanlılar zamanında, sokak hayvanları için sakadat satan seyyar kasaplar vardı.
Herkesin kapısının önünde su yalakları vardı. Bu yalaklara su doldururlar ve seyyar kasaplardan sakadat alarak kapılarının önlerine bırakırlardı. Bu güzel adeti bizlerde devam ettirelim. Hayvanlarımıza sahip çıkalım. Başı boş cadde ve sokaklara bırakmayalım. Evlerimizdeki yemek ve ekmek artıklarını çöplere atmaktansa, hayvan barınaklarına bırakıp sevap kazanalım.
Yüce dinimizin hayvanlara verdiği değerler aşağıdaki kurallardan anlaşılacaktır. Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce işlem yapılamaz. Bütün hayvanların, insanlarca gözetilme, bakılma, korunma ve yaşama hakkı vardır. Hayvanlar meşru bir gerekçe olmadan öldürülemez. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.
Bu makaleyi olduğu gibi aktarıyorum.
Size saygım sonsuz ,çok teşekkürler sayın müftüm !