Dalmış gitmiş ikisi de... Babasının kızı işte.
Yıllar önce bir erkek kedim vardı - hani beni kedilere aşık eden - Archie idi adı. Bizim evde kuyruklu dostların isim babası oğlumdur. Archie o kadar ürkek ve naif bir kediydi ki tezat olsun diye Cesur Archie koymuştu adını :)
Cesur(!) Archie heybetli , çok yakışıklı bir siyah-beyaz kediydi ama huyu yumuşacıktı. Tam 7,5 kilo gelen koca cüssesi ,uzun uzun bacakları,burnunda beniyle eşsiz bir güzelliği vardı. Onu o kadar çok severdim ki anlatamam. Bir köpekten daha sadık,itaatkar ve sevgi doluydu. Beni adeta taparcasına seven bu can eşime karşı pek sevgisiz ve kıskançtı. Aralarında tatlı bir çekişme vardı. Oğlumu arkadaşı gibi görüp onunla saatlerce oynayan Archie eşimi her fırsatta rahatsız ederdi. Kedilerin yıkanmayacağını bilen ama buna aldırış etmeyen ben onu ara sıra yıkarken eşimden yardım alırdım. Her ne hikmetse benim elimi tırmalamaz,ısırmaz ama eşimin ellerini çizik içinde bırakırdı.
Hatta bir defasında antibiotik tedavisi olması gerekmişti,biz de yazlıktayız her gün o sıcakta kediyi veterinere getirip götürmek olanaksız. '' Ne yapalım dedik? ''eşim '' sonuçta ben de doktorum,göstersinler neresine iğne yapacağımı ,tedavisini ben yapayım '' demişti ama kedi bu ,durmuyor ki yerinde. Birisi tutacak sıkıca ,diğeri de yapacak enjeksiyonu. Onu tutan ben oldum elbette,o sırada canı epeyce yanmış olmalı ki ,can havliyle elimi ısırmaya yeltendi ,kısacık bir an gözgöze geldik;başını çevirdi ve eşimin elini hart ! diye ısırıverdi. Güler misin ağlar mısın ? Evlere şenlik bir durumdu yani.
Archie'yi kaybettikten sonra 15 yıl hiçbir kediye bağlanmadım. O kadar ağladım ki anlatamam. Sonra hayatıma önce Tagaddi sonra da Küdük girdi. Bu kızları tanıyorsunuz zaten :) İkisini de çok seviyorum ancak Tagaddi bana karşı sevecen değilidir. Kucağıma kendiliğinden gelip kendini sevdirmişliği pek yoktur ama eşimi pek sever. Şikayet etmiyorum da her işini de ben yaparım hani :))) Eşime düşse düşse sevmesi düşer.
Nankör Tagaddi n'olcak ?
Sevgiyle mutlulukla kalın ,kedisiz kalmayın !