31 Mayıs 2012 Perşembe

Babalar ve kızları



Dalmış gitmiş ikisi de... Babasının kızı işte.
Yıllar önce  bir erkek kedim vardı - hani beni kedilere aşık eden - Archie idi adı. Bizim evde kuyruklu dostların isim babası oğlumdur. Archie o kadar ürkek ve naif bir kediydi ki tezat olsun diye   Cesur Archie koymuştu adını :)
Cesur(!) Archie  heybetli , çok  yakışıklı   bir  siyah-beyaz  kediydi ama huyu yumuşacıktı. Tam 7,5 kilo gelen koca cüssesi ,uzun uzun bacakları,burnunda beniyle eşsiz bir güzelliği vardı. Onu o kadar çok severdim ki anlatamam. Bir köpekten daha sadık,itaatkar ve sevgi doluydu. Beni adeta taparcasına seven bu can eşime karşı pek sevgisiz ve kıskançtı. Aralarında tatlı bir çekişme vardı. Oğlumu arkadaşı gibi görüp onunla saatlerce oynayan Archie eşimi her fırsatta rahatsız ederdi. Kedilerin yıkanmayacağını bilen ama buna aldırış etmeyen ben onu ara sıra yıkarken eşimden yardım alırdım. Her ne hikmetse benim elimi tırmalamaz,ısırmaz ama eşimin ellerini çizik içinde bırakırdı. 
Hatta bir defasında antibiotik tedavisi olması gerekmişti,biz de yazlıktayız her gün o sıcakta kediyi veterinere getirip götürmek olanaksız. '' Ne yapalım dedik? ''eşim '' sonuçta ben de doktorum,göstersinler neresine iğne yapacağımı ,tedavisini ben yapayım '' demişti ama kedi bu ,durmuyor ki yerinde. Birisi tutacak sıkıca ,diğeri de yapacak enjeksiyonu. Onu tutan  ben oldum elbette,o sırada canı epeyce yanmış olmalı ki ,can havliyle elimi ısırmaya yeltendi ,kısacık bir an gözgöze geldik;başını çevirdi ve eşimin elini hart ! diye ısırıverdi. Güler misin ağlar mısın ? Evlere şenlik bir durumdu yani. 
Archie'yi kaybettikten sonra 15 yıl hiçbir kediye bağlanmadım. O kadar ağladım ki anlatamam. Sonra hayatıma önce Tagaddi sonra da Küdük girdi. Bu kızları tanıyorsunuz zaten :) İkisini de çok seviyorum ancak Tagaddi bana karşı sevecen değilidir. Kucağıma kendiliğinden gelip kendini sevdirmişliği pek yoktur ama eşimi pek sever. Şikayet etmiyorum da her işini de ben yaparım hani :))) Eşime düşse düşse sevmesi düşer. 
Nankör Tagaddi n'olcak ?
Sevgiyle mutlulukla kalın ,kedisiz kalmayın !

24 Mayıs 2012 Perşembe

Evin gerçek sahipleri



Çayınızın yanında Tagaddi alır mıydınız ?




Güneşe hiç çıkamam ,sarışınım ya çabuk yanıyorum !




Keşkül'ün yatağı benimdir,benim yatağım yine benimdir. Zaten evde her yer benimdir.

Bu günlerde bizim evde bir telaş bir telaş... Kızların en sevdikleri evde ya. Değmeyin keyiflerine :) Gün boyu koşuşturup duruyorlar,bu fotoğraflar yorgunluktan serildikleri bir anda çekildi. Görüldüğü üzere her biri ayrı bir köşede yaşamın tadını çıkarmakla (!) meşguller.
Herkesin keyfi daim olsun! Yaşama bizim kızlar kadar kaygısız bakmanız ,var olmanın tadını ise doyasıya çıkarmanız dileğiyle...
Kalın sağlıcakla!

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Fotoroman


Coletté   evimi seviyorum için fotoğraf çekiyor ,bensiz yapamaz ,ona yardım edeyim .


Asıl bensiz yapamaz o ,hem senin ne işin var orada ? İn çabuk aşağı !


Hav hav havvv ! İkiniz de inin aşağı,tezgaha çıkmak yok,sehpalara masaya çıkmak yok,koltuk tırmalamak yok ! Kaç kere söyleyeceğim size ? Coletté bak şu kedilere !


Ben bu filmin başrol oyuncusuyum,çabuk in diyorum sana !


Sen in cılız şey ,asıl başrol benim !


Haha hah ha ! Senin gibi şişko aktrist de görmemiştim :D  Bir de bana bak ayol ,sıfır bedenim ben sıfır !


Bu böyle olmayacak barışsak mı ne ?


Sana hiç güvenmiyorum ama neyse...


Söyleyin Allah aşkına kim daha güzel ?


Mutlu geçsin günleriniz !

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Devekuşum !



Uyku zamanı ,devekuşum uykuda ayaklarımın ucuna basarak giriyorum içeri. O kadar tatlı ki öpmek mıncıklamak istiyorum ama kıyamıyorum ! 
Tombul kuşum diyorum O'na ,tombul Devekuşum,iyi uykular,tatlı rüyalar ! Dolaba koyacaklarım vardı ,sonra da koyarım ,sen uyu mışıl mışıl !

3 Mayıs 2012 Perşembe

Özgür Tagaddi





 Evlere odalara sığmam ben. Özgürlüğüme düşkünümdür. Kışın sıcak bir yatak ,güvenli bir ev ve dolu bir mama tabağı için kısa süre size boyun eğdim ama şimdi tutmayın beni. Sabaha kadar mahalleyi dolaşmak,serin çimlerde yuvarlanmak,kuş kovalamak,çekirge yakalamak varken dizinizin dibinde oturup size mırıl mırıl şarkılar söylememi beklemeyin benden. O iş Küdük'ün görevi ,alın kucağınıza -almasanız da o kendisi gelir zaten- okşayın başını ,kaşıyın kulağını bakın size ne şarkılar söyler...
 Şimdi benim için gezip tozma zamanı ! Kısa bir ses verdim size,'' İyiyim mutluyum '' demek için. 
Kışa kadar tutmayın beni ! 
Kalın sağlıcakla !